Kitapları uyandırma vakti (Bölüm 1)

BI dakka editörlerinden Imray Çakın, Bielefeld’de ki kütüphanelerle ilgili ilk yazısını BI dakka okurları için yazdı. İyi okumalar.

Uzun zamandır yapmak istediğim bir şeyi bugün gerçekleştirdim. Almanya’ya yeni taşındığımda, bir etkinliğe dahil olmuştum (Lesepicknick 2019). Çok cana yakın olan Bayan Katharina ile orada tanıştım. Beni Brackwede’de bulunan kütüphaneye davet etti. Yeni bir ülkede konuşulan dilin verdiği “anlamıyorum” korkusunu yenerek bu daveti kabul ettim. Almancam az olmasına rağmen çok güzel bir ilgiyle bana kütüphaneyi gezdirdi. Önemli olan göçmen insanların bir şekilde kendi ülkelerinde devam ettirdikleri aktiviteleri yeni geldikleri yerde de devam ettirebilmesiydi. Bayan Katharina’nın güler yüzüyle ve samimiyetiyle benim uyum sağlayabilmem için büyük çaba gösterdiğini söylemek isterim. Bana kütüphanenin her noktasını gezdirdi ve bir çok şey anlattı. O gün bir şey farketmiştim. Brackwede’de aslında çok az türkçe dillinde kitap vardı ve raflar boştu. Benim aklımdaysa Türklerin çok yaşadığı bir bölgede neden bu kadar az kitap olduğuydu. İşte bu soruların cevaplarını Bayan Katharina ile bugün tekrar bir görüşme yaparak öğrendim.

BI-30.09.2021. Katharina Günter, Selma Ciz, Imray Çakın

Aradan 2.5 yıl geçmesine rağmen benim aklım hala oradaki kitaplardaydı. Almancamı çok geliştiremesem de yakın bir arkadaşımdan bana yardımcı olmasını istedim (Selma Ciz). Bayan Katharina ile bir randevu düzenledim ve aklımdaki soruları, fikirleri sunmak istedim. Bugün tekrar aynı güzel ilgiyle bizi davet etti. Konuşmamızın ilk konusu Bayan Katharina’nın bugün son çalışma günü oluşuydu. Emekliye ayrıldığını öğrendim. Onu bir daha kütüphanede göremeyeceğim için üzgünüm. Onun bu ilgisini herkesin görmesini isterdim. Benim aklımdaki proje Brackwede’de bulunan kütüphanede türkçe dilindeki kitapların çoğalması ve göçmen kökenli insanları daha çok kütüphaneye gitmeleri için teşvik edebilmekti. Sorularım bunun üzerine gelişti ve öğrendiğim bilgileri siz değerli okurlarla paylaşmak istedim.

İlk olarak kitap bağışlamak isterseniz kitabın basım yılının çok önemli olduğunu öğrendim. Sisteme göre basım yılı en fazla 2 yıl öncesine kadar olan kitapları kabul edebiliyorlar. Aslında bu şekilde güncel kitaplara daha çabuk ulaşmamızı amaçlamışlar. Bu yüzden kütüphaneye kitap bağışlamak isterseniz bu önemli noktayı unutmamanızı tavsiye ederim. Her eşyanın bir ömrü var sonuçta. 

Kütüphanedeki bir diğer nokta ise kitapları uyandırmamız gerektiği. Nasıl mı? Kütüphanede bulunan bir kitabı 5 yıl içerisinde kimse almamışsa bu kitabın ömrü doluyor ve raflardan kaldırılıyor. Alınan her kitabın bu şekilde uyandırılarak ömürlerinin uzadığını belirtmek isterim. Bu şekilde kütüphanede kalabalıktan kurtulunuyor ama bir yandan da aslında oradaki türkçe kitaplarda bu şekilde azalıyor ve uyandırılmayı bekliyor.

Kütüphanede çok fazla aktivite ve etkinlik gerçekleşiyor. Aşağıda vereceğim linkten düzenli olarak bakıp takip edebilirsiniz. Örneğin 2022 yılında tekrar bir lesepicknick yapılacak ve bu pikniğe çocuklarınızla katılarak değişik bir gün geçirebilirsiniz. (çeşitli çocuk aktiviteleri, kitap okumak vb.) 

Bir de haftanın belirli bir günü I.T. hizmeti veren bir görevli  ücretsiz olarak telefon ya da tabletinizle ilgili sorularınızı yanıtlayabiliyor. Bunun dışında satranç, resim, iki dilde kitap okuma gibi etkinliklerde oluyor. 

Bu projeyi başlatmalıyız değil mi? Daha çok Türkçe kitap olursa kütüphaneye gider misiniz?

https://stadtbibliothek-bielefeld.de/open/Aktuell/Aktuelles